Bebeklerim büyüyor.. Bugün Ela’nın doğum günü. Tam da Nilüferi aramak üzereyken posta kutuma düşen mail ile bugün için hikayesini yayınlamamı isteyen maili düştü 🙂 Tam bir sene geçti üzerinden. Ela bebek büyüyor. Minicikti ilk nefesini aldığında annesinin kollarında. Nilüferin hikayesi de hızlı doğum hikayelerinden biri. Telefonda görüştük sadece, benim için en heyecanlı yanlarından biri kendi doktorum Alper Mumcu ile normal doğuma girecek olmamdı Nilüfer’in Sena‘nın arkadaşı olmasının yanı sıra. Alper Mumcu ile ilk kez normal doğuma girecektim. Ben de kendisi ile normal doğum yaşamayı hayal etmiş bir anne olarak bunu çok merak ediyordum 🙂
Nilüfer Ela’nın geleceği zamanı kendisi seçsin istemişti, doğum ise tahmin ettiğinden önce başlamıştı aslında Ela bebek kendi seçmişti geleceği zamanı 🙂 Ve ben Sena’nın arkadaşıdır, bu doğum hızlı olacaktır diyerek yola çıktım 🙂
Hastaneye gittiğimde Nilüfer epiduralini yeni almıştı ve doğum normal bir şekilde ilerliyordu. Sonra birden sancıları artmaya başladığında gözlerindeki endişeyi gördüm, o sırada Alper bey geldi muayene etti ve ” doğumhaneyi hazırlayın” dedi. Nilüfer dahil kimse bu kadar çabuk doğumhaneye gideceğimizi düşünmemişti 🙂 Hızlıca girdiğimiz doğumhanede Ela bebek hızlıca dünyaya gözlerini açtı.
O gün bugün 1 sene geçti. Ela büyüdü, Nilüfer 1 senelik anne bugün..Ela’nın doğum gününü Nilüfer’in annelik gününü kutlarken hikayesini paylaşıyor olmasından dolayı teşekkür ediyorum.
Bu bir sene geçerken emzirme haftası etkinliklerinde açtığımız sergide bu özel anlarından bir kareyi paylaştıkları için de tüm aileye ayrıca teşekkürü borç bilirim 🙂
Sağlıklı, huzurlu, mutlu ve aşk dolu yıllarınız olsun, doğum gününüz kutlu olsun..
Koskoca bir sene geçmiş inanılır gibi değil…Pamuk kızım, mis kokulu kuzum bugün 1. yaşını dolduruyor.Daha dün gibi oysa…
4 Ocak 2010 Pazartesi…Doğuma yaklaşık 2 hafta var , rutin kontrol günüm. Doktorum Alper Bey NST’ye bağlatıyor beni ,yanıma geldiğinde senin kızın pek gelmeye niyeti yok daha diyor gülümsüyerek. Evet diyorum içimden ben de o da memnunuz hayatımızdan, bir süre daha bu şekilde vakit geçirebiliriz. İzne ayrılalı henüz 5 gün olmuş ,evde ayağımı uzatıp dinlenme hayalleri kuruyorum doğumdan önce. Oldukça rahat bir hamilelik geçirmiş olsam da yoğun bir çalışma temposu , 7. ayın içinde gerçekleştirdiğimiz taşınma işi ve sonrasında eksiklikleri tamamlamak için sürekli koşturmaca ile geçen günlerin sonunda oldukça yorgun hissediyordum kendimi.
“Gel bir de muayene edelim” diyor Alper Bey. Muayene esnasında bir anda bakışlarının değiştiğini farkediyorum. ‘2-3 cm’lik açılma var , her an doğum başlayabilir’ demez mi. Neye uğradığımı şaşırıyorum. Nasıl olur diyorum benim hiç sancım, kasılmam olmadı ki. Olabiliyormuş tabii bazen böyle durumlarda.
Annem yanımda o da belli etmemeye çalışsa da heyecanlanıyor. Doğuma 2 hafta var ama ben nedense sanki hazır değilim bu kadar çabuk doğurmaya, elbetteki kavuşmak istiyorum bebişime ama 1-2 hafta daha bekleyebiliriz sonuçta.
Rahimdeki açılmadan dolayı enfeksiyon kapma olasılığı nedeniyle fazla beklemek istemiyor doktorum. İstersen gel Perşembe günü suni sancıyla doğumu gerçekleştirelim diyor.Yok diyorum bekleyelim. Bir de herşeyin kendiliğinden doğal bir şekilde gelişmesini ve bu tecrübeyi yaşamayı istiyorum. Cuma günü yeniden kontrole gidiyorum, açılma 4 cm e gelmiş nerdeyse. Genellikle doğum başlıyor bu durumda ama ben hala hiç birşey hissetmiyorum, “bekleyelim” diyorum yine. Alper Bey “tamam” diyor , “bence her an geri gelebilirsin o kadar beklemez muhtemelen ama Pazartesi’ye kadar bir değişiklik olmazsa gel doğurtalım artık seni daha fazla risk almayalım” diyor.
O 2 gün nasıl geçti bilmiyorum. Bir yanım doğumun kendiliğinden gerçekleşmesini ve biraz daha beklemeyi istiyor bir yanım yanlış birşey yapıp bebeği riske atmaktan korkuyor.10 Ocak Pazar gününü Pazartesi gününe bağlayan gece hiç uyuyamadan geçiyor. Sabah erkenden hastaneye gidiyoruz annem, eşim ve ben. Doğuma diye gitmişiz ama doktoruma biraz daha beklesek mi diyorum,yok artık hadi diyor merak etme öğlene kadar bitmiş olacak herşey.
Gerçekten de öğlene kadar bitmişti herşey.Kısa bir süre içinde gerçekleşen ama beklediğimden daha zor bir doğum olmuştu. Suni sancıların sıklığı ve şiddetinden kasılmış ve çok korkmuştum. Saat 11.27 de dünyaya geldi bebeğim. Herşey öyle hızlı gelişmişti ki anlayamamıştım nasıl olduğunu. İlk şokun etkisini atlattıktan sonra kavramaya başlayabilmiştim ancak anne olduğumu. Ve o günden beri her gün daha da çok farkına varıyorum bu duygunun. Her geçen gün aramızda kuvvetlenen bağ ve büyüyen o tarifsiz sevgiyle…
Bugün kızımın ilk yaş günü. Bir anne yavrusu için ne dilerse onu diliyorum ben de elbette kuzum için. Sağlık ve mutlulukla ,çok sevilip,çok severek geçireceği çooookkkk güzel bir hayat…
Ve sevgili Ayça…Bir arkadaşımın tavsiyesi ile bulmuştum seni.Sadece telefonla görüşebilmiştik doğumdan önce.Ama hastanede karşılaştığımız andan itibaren sıcak tavırlarınla rahatlatmıştın beni yakın bir arkadaşım gibi. Ben doğum sancılarını çekerken sen bi yandan işini yapmaya çalışıyor bi yandan da sanki bundan ötürü suçluluk duyan bir ifade ile bir kadın ve bir anne olarak destek olmaya çalışıyordun bana.
Ve bizim için çok özel olan bu günün en özel anlarını kızımız ve bizim için unutulmaz kıldın. Bunun için bir kez daha teşekkür ediyorum sana…