20 yıllık yoga yolcusu ve de yol göstericisi olarak ilk defa yazdım: yoga nedir, neye yoga deriz? nedir ne değildir ? Çok uzatmadan sıkmadan dilim döndüğünce. ( yol gösterici derken o bu yolun son 7 yılı) Biraz da “yüz yogası” demek canımı sıktığı için bulaştım buralara..
Ben biraz toprak insanım. Ayak tabanlarım yere değecek ki yukarıya yükselebileceğim. Altını dolduramadığın her uçuş uzaya atar seni zaar. Spiritüellik demek değildir ki uçuşan kafalar. Demektir ki önce ayağını yere sağlam bas. Yoga matının üzerinde deriz hep: ayağının dört köşesi ile yeri it böylece omurga yukarı daha güçlü uzayacak. Ne kadar güçlü basarsan o kadar yukarı uzarsın.
Yoga bunun gibi bir şey: küçük bir mat üzerinde bütün hayatı simüle etmek. O mat üzerinde izlemek kendini, neye nasıl tepki verdiğini.
Yüz yogası mı peki? Bu sorunun cevabı benim kafamda oldukça net. Paylaşımlarımda yüz yogası diye ibare olmadığını fark etmiş olabilirsiniz. Ancak dedim ki cevaplamadan önce kısacık yoga nedir ne değildir onu anlatayım varın siz karar verin.
‘Yoga’ kelimesi, ‘birleştirmek’ ‘bir olmak’ anlamına gelen Sanskritçe ‘Yuj’ kökünden türetilmiştir. Yoga uygulaması, bireysel bilincin evrensel bilinç ile birleşerek, zihin, beden ve nefes arasında uyum oluşmasını amaçlar. Yani bir kişi “ ben yogaya gidiyorum” dediğinde genelde yoga asana pratiği yapıyorum diye duyabiliriz bunu. Bu uygulamalarda kullandığımız pranayama nefes tekniğidir, zihinsel olarak çalışmak istediğimizde meditasyon yaparız. Yoga asanalarını meditasyona oturabilmek için yaparız aslında. Eşittir yoga nefes, beden ve zihinde bir olma halini yakalamak.
Başlıca yoga türlerini de yazalım şuraya:
Karma Yoga: Hizmet yogası
Bhakti yoga: Adanmışlık Yogası
Jnana Yoha: Bilgelik, Bilgi
Raja yoga: Disiplin
Hatha Yoga : Raja yoganın devamı olarak ortaya çıkmış bir yoga tür. Ay ve güneş enerjisini omurga ana hattı boyunca uyandırmak için hareket ettirmektir.
Patanjali, yoga felsefesinin babası olarak da adlandırabileceğimiz bilge kişi, o döneme kadar sözlü olarak aktarılan yoga anlayışını yazıya dökmüş, bunu da ‘sutra’ adı vermiştir.
İlk sutra “Atha yoga anushasanam” : YOGA ŞİMDİ OLUYOR yani der ki : bu bütünlük her an mevcut! Bedeninde, nefesinde, zihninde, etrafında, ayağının altıdaki toprakta , kafanı kaldırdığım gökyüzünde, su da ateşte her yer ve her anda yoga olur.
Yoga OLURuz yani.
İkinci sutra ise “yogas citta-vritti-nirodhah’” : YOGA ZİHİNDEKİ DALGALARIN DURULMASIDIR. Deniz dalgalı ise suyun dibini göremeyiz ancak dalgalar durulduğunda görebiliriz. Bunu demek istiyor. Her bir sutrayı yazmayacağım :=) Bu iki sutradan sonra 8 sacayağına bir bakış atalım:
Patanjali, Yoga Sutra’larında yoga ağacının sekiz uzvundan (Sankrit dilinde ashtanga) bahseder:
Yama: Beş kaçınma. Şiddetsizlik, dürüstlük, açıklık, enerjiyi boşa harcamama, cömertlik ( Ahimsa, Satya, Asteya, Brahmacharya, Aparigraha) Burası bir ağacın kökü gibidir. Niyama: Beş tavır. Temizlik, hoşnutluk, ateşli bir adanmışlık, kendini inceleme ve teslimiyet. (Shaucha,Santosha, Tapas, Svadhyaya, Ishvarapranidhana) Ağacın gövdedi Asana: Duruşlar. Yoga pozları.Ağacın dallar Pranayama: Prana, yaşam enerjisi demektir. Pranayama ise yaşam enerjisini uzatmak demektir ve bu da nefesle olabilir Ağacın yaprakları Pratyahara:Dışsal nesnelerden çekilip, içe dönmeyi, duyuların içe yönlendirilmesi. Ağacın kabukları. Dharana: Dikkati varlığın özüne toplamak, odaklanmak. Ağacın öz suyu Dhyana: Kesintisiz meditasyon hali. Ağacın çiçekleri Samadhi: Çiçeğin meyveye dönmesi. Zihnin gerçek sessizliğine geri dönmesi
Şimdi tüm bu kısa bilgilerin ışığında diyebilirim ki ortalama 1 saat yaptığımız bedensel hareketler ve nefes çalışmaları yoganın sadece bir bölümü ve bu duruşlara asana diyoruz. Asanalar beden için vardır ancak yüz asanaları diye bir kavram yoktur. Mesela çocuk pozu balasana bala çocuk asana duruş demek gibi.
O zaman biz yüz jimnastiği yapıyoruz diyebiliriz, yüz hareketleri, yüz egzersizleri, yüz masajı diyebiliriz ancak yüz yogası diyemeyiz. Düzeni ben bozacak değilim elbette ancak bana yüz yogası hocası mı oldun diye soranlara hayır diyorum. Ben yüz etrafındaki 60’a yakın kası hareket ettirmenin, bunlara masaj yapmanın yolunu gösteriyorum. Yoga pratiklerimin arasına yüz hareketlerini de kattım.
Fotoğraf çekmek ile resim çekmek arasındaki fark kadar bariz bu. Fotoğraf çekilir resim yapılır. Resim çekme fotoğraf yapmazsınız . Fotoğraf da yaparsınız ancak bunun adı artık fotoğraf olmaz :=) farkı gözden kaçırıyor olamayız sistem bize bunu bu şekilde sunuyor sadece.
Bu fotoğraf 2015 yılının nisan ayı. Ben yoga ile 2001 senesinde tanıştım. O zamanlar modern dans vardı hayatımda. 2004 yılında dansı bırakınca yogaya başladım. 2015 yılına kadar doğuma gidene kadar dahil yoga yaptım. 2015 yılında ilk defa şu karga pozunda uzunca süre dinlendiğim bir an ben “yoga oldum”
O bir andı!
Posta kutuma “temel yoga hocalık eğitmen eğitimi” maili de aynı gün düştü. O gün benim yolum da buraya saptı. “Hadi sen yaparsın aslansın kaplansın hocalık eğitimi almalısın” cümlelerine direncimi o havada asılı kaldığım “o an” duymuştum. Yoga yoluna girişimin üzerinden neredeyse 20 yıl geçmiş. Bir iki kelam edeyim istedim.
Bir sonraki yazı yüz egzersizlerinin ve yüz masajının faydaları olsun o vakit. Gönlümüz kırılmasın.
Bunu paylaş:
- Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Twitter üzerinde paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Pinterest'te paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- WhatsApp'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Yazdırmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Telegram'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)